Hayri Kozanoğlu: Bizi uzayıp giden bir kötülük bekliyor

DUVAR- Ekonomi profesörü Hayri Kozanoğlu’na göre, enflasyondaki düşüşün yaz aylarında da devam etmesi mümkün. Ancak ekonomi yönetiminin enflasyonu düşürmek için uyguladığı politikalar, gelecekte daha büyük sorunlara yol açabilir. Kozanoğlu, Mayıs enflasyonunu değerlendirdiği “Bizi uzayıp giden bir kötülük bekliyor” başlıklı yazısında, enflasyonda “en kötü” geride kalsa da yüksek fiyat artışları ve yoksulluğun kapıda olduğunu belirtti.

Kozanoğlu’nun yazısının bir bölümü şöyle:

“Tüketici fiyatları Mayıs ayında yüzde 3.37 artışla yüzde 75.45’e yükseldi. Bu Kasım 2022’den bu yana en yüksek yıllık artışa işaret ediyor. Bilindiği gibi Merkez Bankası’nın 2024 yılı sonu enflasyon tahmini yüzde 38. Yılın ilk 5 ayının fiyat artışları yüzde 22.72’yi bulduğuna göre bu hedefin tutması için yılın geri kalan bölümünde aylık enflasyonun yüzde 1.7 ile sınırlı kalması gerekiyor. Son 7 aydaki yüzde 2.0’lik aylık enflasyon bizi yüzde 42, yüzde 3’lük aylık enflasyon bizi yüzde 51’lik yıl sonu rakamlarına götürecek.

Şöyle bir hesaplama da yapabiliriz; yılın ilk 5 ayında enflasyon yüzde 22.72 çıktığına göre, 2024yüzde 38, 2025 yüzde 14 enflasyon hedefi birlikte düşünüldüğünde, bizi önümüzdeki 12 ay yüzde 19 civarında bir enflasyon bekliyor demektir. Bu durumda yıllık devlet tahvillerinin yüzde 42’lik faiz oranı Hazine’ye dolayısıyla hepimize çok yüksek bir faiz yükü getirir. Zaten Mehmet Şimşek’in sürekli yinelediği TL’deki değer kaybının enflasyonun altında kalacağı vaadiyle bu olgular birleşince, bu cazip fırsatı kaçırmak istemeyen ‘sıcak para’ oluk oluk akıyor. Ancak bu girişler, gelecek yıllarda ekonomiye çok yüksek bir reel faiz faturası çıkaracak.

(…)

Mehmet Şimşek’in ve Merkez Bankası yetkililerinin dilinde sürekli baz etkisiyle enflasyonun düşeceği iddiası var. Gerçekten de 2023’ün Temmuz yüzde 9.49, Ağustos yüzde 9.09 oranlarının aradan çekilmesiyle manşet enflasyonda bir gerileme görülecek. Burada ekonomi yönetiminin sinsi bir planı da seziliyor. Şöyle ki, elektrik, doğalgaz zamlarını, olası KDV-ÖTV artışlarını yılın ikinci yarısına erteliyorlar. Birincisi, böylece Temmuz enflasyonu görece yüksek gerçekleşse bile, yıllık enflasyon gerileyecek. Belki de daha önemlisi, kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaş artışları ilk altı ayın enflasyonuna göre belirleneceği için, görece düşük bir zamdan sonra insanlar bir anda yüksek faturalarla karşılaşacaklar. Ayrıca döviz kurlarının yatay seyrinin enflasyonun bu kanaldan beslenmesini önlediğini de hatırlatalım. Çünkü ileriki aylarda döviz kurundaki olası bir sıçrama, enflasyona da yukarı yönlü bir basınç yapacak. Enflasyonda şimdilik ‘en kötü geride kalsa da’; bizi yüksek fiyat artışları, halk için hayat pahalılığı, derinleşen yoksulluk, yani uzayıp giden bir kötülük bekliyor.”

(EKONOMİ SERVİSİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir